
Her şeyi iyi yapayım dersin lakin olmayabilir
Niyet önemli deriz bazen o niyetimizi tam olarak anlatamayınca kendimizden şüphe de duyabiliriz.
Denetleyici bir anne babadan doğup büyüdüyseniz vay halinize.
Ömrünüzün tamamını ele geçirmişlerdir ve siz büyüseniz de bir türlü onların gözünde olmamışsınızdır.
Şu saatte yatacaksın.
Şunları yiyeceksin, şunları yemeyeceksin.
Sınava girmeden önce okuttuğum pirinçleri yemelisin.
Sık sık tuvalete gidiyorsun, çok uzun kalıyorsun, çok zaman harcıyorsun. Tut biraz
Altına yapmazsın ya…
Yaşamının direksiyonuna anne ya da baba oturunca evlatlar ne yapsın.
Ya onlara verir direksiyonu hiç sorumluluk almaz, mutlu görünür sorumsuzdur.
Ta evleninceye kadar. Eğer anne babası gibi bir eş bulamazsa sorun ortaya çıkar. Bilemez hayattaki ilişkilerde sağ kalmayı. Çünkü sınır bilincini alamamış olan çocuk büyümüştür lakin hala çok çok gerilerde kalmıştır.
Emeklemeye yeni başlar. Ve hayatı zindan olur.
Ya da Hayır der, ben de bireyim. Hayatıma yön verebilirim. Ve çatışma başlar, hem de kıyasıya. Bakalım kim kazanır bu psikolojik savaşı?
Aslında kimse kazanamaz. İki taraftan birileri huzursuz olunca bu herkese sirayet eder. Sükunet hiç yaklaşmaz o insanlara. Çatışma dolu yıllar gelir geçer.
Değer mi? Gerekli mi?
İnsan neden bunu yapar?
Neden bir anne çocuğuna zulmeder. Evlenince oğlunun tüm hayatına hala daha sahipmiş gibi davranıp da gelinine sen dışarıda ol der. Çocukların benim torunum, ama sen dışarıda ol. Bana yaklaşma, oğlumla iyi geçin fakat benim dediklerimi yapmazsan seni silerim. Ben anneyim.
Eee o gelin de annedir.
Peki her bir şeyi yemeyip yatmayıp oğluna yetiştiren bir anne, oğlunu seviyor mudur dersiniz?
Evet tabi, sorsanız, seansa çağırsanız ayılır bayılır, tabi ki seviyorum der. Fakat oğlan benim, illa da benim dediğim olacak da der.
Sevgili anne, değerli kayınvalide, iyi insan. Hoşsohbetin sadece oğluna, gelinine değil.
O zaman ne yapar o gelin? Sana nasıl davranır? Yaklaşır mi? Korkar mi senden.
Peki gelin hanım sen o annenin oğluyla evlendin. Üç çocuğun oldu. Emir altına giremeyen karakterin senin kayınvalidenin tepkisini çekmene sebep oldu.
Yılarca iletişimin kalitelisini başaramadığınız için aranızda çekişme baş gösterdi. Sessiz kavga.
Arada kim kaldı dersin? Tabi ki önce oğlun sonra da kıymetli torunların.
Değer mi çatışmaya, kavgaya. Oğlunun sınırlarını sürekli delmeye.
Onun da bir aile babası olduğunu ne zaman anlayacaksın?
Tansiyonu, şekeri, panik atağı çıkınca mi. Sizin aranızda kalmaktan, iki tarafı da idare edeceğim derken idarelik olunca mı? Oğlunu kaybedince mi?
İnsanız, iyi niyetliyiz fakat yaptığımızın farkında değiliz.
İnsanları korkutarak veya onların kendilerini suçlu bulmalarını sağlayarak bizi sevmelerini sağlayamayız sevgili anneler.
Kişisel sınırlarınızın kapıları vardır ve olmalıdır da. Herkesi içeri buyur edemeyiz. Güvenilir kişilerden zevk alma ve tahripkar olanlardan uzak durma bağımsızlığımız olmalıdır. İnsan yar olur bar olmaz. Hep bir başkasından ister ister de kendisi vermezse eğer orada bir sınır ihlali söz konusudur. Unutmayın, Sevgi bencil değildir. Sevgi korkutarak elde edilmez.
Hani şimdiki ergenler diyor ya; sal bi beni anne.
Salın biraz oğlunuzu da gelininizi de.
Hatta kendinizi de. Her şey mükemmel olmayabilir. Geçmişten ders alma vaktidir şimdi.
Geçmiş; şimdiki zamanı onarmada ve daha iyi bir gelecek sağlamada yanımızdadır.
Sadece görebilmeye niyet edelim efendim….
Çok güzel eğitici, herkesin kendisinde bir şeyler bulacağı ve yok gösterici bir yazı olmuş.
Görebilmek dileğiyle.