Blog
Eşimi nasıl değiştirebilirim

Eşimi nasıl değiştirebilirim

Eşimi nasıl değiştirebilirim

Kapıdan her bir çift girerken onların beden dili kendilerini ele verir.

Erkek zorla mı gelmiş, kadın çok mu ısrar etmiş, aralarında iletişim hiç mi yok, birbirlerine sevgi ile mi bakıyorlar yoksa öfke ile mi?

Kim kimi değiştirmeye çalışıyor?

Kim kimi ayağından prangaya vurmuş, sadece benimsin diyor. Ben istediğimi yaparım ama sen, sadece bana aitsin, ben senin efendinim, ona göre ayağını denk al diyor…

Öyle çok hayat hikâyesine tanık oldum ki şu hekimlik yaptığım ve aile danışmanı da olduğum ömrümde.

Hepsi de acı, hem de çok acıydı.

Çünkü bizim işimiz insandı ve çok nazik olmak gerekiyordu.

Geçenlerde bir hanımefendi randevu aldı. Yalnız almadan önceki hali, yazışmalardaki kılı kırk yapmasındaki hüneri çetin ceviz bir birey olduğunu hissettirdi. Ve ben âdetim üzere, onlar gelmeden önce kapıyı ve yolu görebileceğim bir odaya geçip beklemeye başladım. Niyetim gelirken ki hallerini görebilmekti.  Biraz iç dünyamızda hafiyelik de olmak zorunda, eğer aile terapisti de olacaksam hastalarımı, ince detay çalışmam gerekiyor zira.

Ve iki kişi yoldan karşıya geçiyor ama ufacık bir kadın, mütedeyyin olduğunu ifade eden görüntüsü ve yanında ona eşlik eden, hemen hemen aynı boylarda, başı önde, bir beyefendi.

Ve kadın sürekli adama bağırma çağırma halinde ve arada koluna da vuruyor.

Eyvah dedim, işimiz var, mükemmeliyetçi, adamı başından başladığını düşünen, ama aldatıldığını yeni öğrenen bir kadın geliyor ve çok da öfkeli haklı olarak.

İki dakikalık yolu, 10 dakikada alıp da adamı bir güzel hırpalamakta olan kadının ağzından çıkanları buraya yazıyorum.

“ Sen bilmem ne adamı, … Sen benim gibi bir kadına nasıl bunu yapabildin?

Hangi hakla bunu yaptın,

Benim gibi bir kadını nasıl boynuzladın?

Senin bilmem ne bilmem ne…( küfürlü konuşuyor)

Seni herkese rezil edeceğim, burnundan fitil fitil getireceğim… pata küt.

Bu tabloda gördüğünüz bir ailede olay ilk önce çok açık gibidir.

Adam aldattı, kadın da intikam almak için elinden geleni yapıyor ve kocaya ders vermeye çalışıyor.

Böyle bir eş, kadın ya da erkek olsun, odaya girince de durmaz, yerinden oturup oturup kalkar, çünkü olayın şoku çok yenidir daha.

İçeri alıp onlara birer sıcak çay verdik, aslında sıcak su da verebiliriz, çünkü öfkeyi en iyi durduran şeylerden biri de sıcak suyu çay içer gibi içebilmektir.

Bir çırpıda daha çok da soru bile sormaya gerek kalmadan kadın anlattı olayı.

Son 6 aydır kocadan şüphe ediyor ve tabi işin içinde ortağının da olduğunu düşünüyor.

Ve onları izliyor. Aslında kocam, dindar birisidir dedi, sadece son 6 ayda ortağına uydu, içki içmeye az az başladı, beni dinlemedi. Ve eve geç gelmeler, iş gezisi diyip iki üç gün gitmeler başlayınca ben de şöyle bir araştırma yaptım bir de ne göreyim ki benim koca otel odalarında yüksek paralarla kadın atıyormuş. Ve iki gün önce de onun doğum gününde ortağı ona kıyak yapıp hem kendine hem de kocama İstanbul’da otel odası ve malum pahalı kızlardan ayarlamış. Neymiş efendim neymiş ( bu arada adama bakıyor ki adam başı önünde, karısı iki koluna vuruyor, zira gelmeden önce hayli bir şiddet uygulamış olduğu belli olan kocasına, bağırarak haydi sen anlat diyordu. Aslında sen anlat derken, yok öyle bir şey demesini de çok istiyordu, çünkü kadınlar sorunu böylesi durumlarda çoğu zaman görmek istemiyor ve itiraz ediyor, olmadı, yok öyle bir şey diye).

Adama baktım, başı önünde ve hiç kaldırmadı kafasını. Öyle kocalar tanındım ki bu meslekte bağıra çağıra övüne övüne anlatan, bu öylesi değildi. İyi ama sadakatsizlik, aldatma ciddi anlamda bir yüktür, haksızlıktır ve muhatabını çok üzer.

Olaya böyle başlamış olduğumuz hikayede, görünen suçlu burada fiili yapan kişi ilken, geri planda kadının da hayatları boyunca adamın her türlü alanını elinden aldığını, sürekli olarak eşini aşağıladığını ve kendisinin en pahalı cipler, evler ve havuzlarda, ve de tatillerde yaşatmasını istediğini ve adamın da bunu yaptığını anladık. Şunu belirtmek istiyorum ki, evlilik kadının zaten bırakmayı hiç ama hiç düşünmemiş olduğunu, evet adamın özürlerle yeni cip alması ile biraz daha devam eder gibi göründü. Ama burada kocaman bir ama vardı. Bu hanımefendinin Psikiyatriste gitmesini söylemem onu çok rahatsız etti, çünkü kendisi aslında narsistik kişilik bozukluğu olan bir kadındı ve iki çocuğuna da kök söktürüyordu. Biz dedim ona, kimseyi bu eşin de olsa çocuğun da olsa boynundan prangaya vurmazsın. Senin burnunun dibinde bir erkek bile isterse seni aldatır.

Onun için siz de aşağılayıcı tavırlar ve hükmedici özelliklerinize bir bakmalısınız ve bu konuda terapi almalısınız. Siz Rab değilsiniz ve kimseyi değiştirmeye gücünüz yoktur.

Bunu hiçbir eş unutmasın lütfen. Kimse kimseyi değiştiremez…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir