Uncategorized
Her bilinçaltına bir “Ace” lazım

Her bilinçaltına bir “Ace” lazım

Önüne gelen süpürüp temizleyip kötü anılarını sıfırladık diyor. Artık travmalara son diyor ya. Aklıma şu tablo geliyor; çamaşır suyu reklamı yapan hanım hanımcık bir Ayşe Teyze vardı zamanın birinde. Nasıl çamaşır yıkanacağını nasıl kimyasalla kendimizi bile beyazlatacağımızı öve öve anlatan bir Ayşe Teyze.
Neyse ki o teyzecim, evimizi temizlemeyi öğretiyordu bizlere, şimdikiler ise beynimizin kara kutusuna göz diktiler. Tertemiz yapacaklarını söyler dururlar. Neyi mi?  Bilinçaltımızı tabiki…
Yanlış kullanılan bir tabir o, bilinçaltı. Yoksa bilinçdışı mı demek isterler süpürme işlemini yaparken. Bunu onlar da bilmiyor. Kim mi onlar? Kendilerine bilinçaltı temizlikçileri diyenler. Sanırsınız Ace çamaşır sulu Ayşe Teyzeler. Her yandalar. Her evdeler. İstila ettiler yurdumu, istila ettiler insanımızı.
Bilinçaltındakileri görmek sanki mümkünmüş gibi konuşan arkadaşlar, ne denli öz güvenliler. Oysa ki, beynimizin bir silme tuşu yoktur, bunu bilmek istemezler. Beynimiz canlıdır, bilgisayar değildir. Bunu göz ardı ederler. Silme tuşuna dokunup da öyle resetleyemezsin. Yok böylesi bir dünya…
Sadece ve sadece olumsuz yaşantıların oluşturduğu ve günlük yaşamımızda bizi sekteye uğratan olumsuz duyguların tespiti yapılabilir. Ve bunları olumlu duygulara dönüştürmek belki olabilir. O da belki olabilir diyoruz. Kişi isterse şansı biraz daha artıyor elbette.
Bu önemli konuya binaen diyoruz ki; bilinç ve bilinçaltını ayırt edebilecek kişiler sadece, bu konuda uzmanlaşmış ruh sağlığı uzmanlarıdır. Konuyla ilgili doktorlardır. Kısacası insan psikolojisini iyi bilenişin ehli kimselerdir.  İnsan psikolojisi bir derste veya iki sertifikalı eğitimle öğrenilemez. Herkes hemen uzman olamaz. Değişim zorlu bir süreçtir. Öyle dönüşüm yaptığını iddia eden ehil olmayan meslek grupları aslında doğru duyguyu ve asıl çalışılması gereken yeri bulamazlar. Bu iş, bu olumsuzu olumluya dönüştürme işi ancak doğru ruh sağlığı uzman desteğiyle gün yüzüne çıkarılabilir. Ve biliyoruz ki “Söz sihir etkisi yapar.” Ehil olmayan kişilerin söylediği sözler kafa karıştırabilir, farklı duyguları harekete geçirebilir. Tekrar travma oluşturabilir. Onun için bu konuda çok ama çok uyanık olmalıdır. Önüne gelenin kapısı çalınmamalı, eğitim düzeyi sorgulanmadan kişi beynini emanet etmemelidir.
Kısa vadeli ve yetkinlik vermeyen eğitimlerle psikoterapi tekniklerini öğrenmek ve kavramak kolay değildir. Hem de uygulamak mümkün değildir. Bu kocaman bir vebaldir ve de yasal olmadığı da aşikardır. İnsan hayatıyla oyun oynanmaz. Biz tıp fakültesine ilk adımı attığımızda hocalarımızın tahtaya yazdığı ilk dersimiz “Önce zarar verme” ilkesiydi.
Evet, ne yaparsan yap ama önce zarar verme. Bunu bilerek yetişen biz tıp doktorları, hastasına en basit bir ağrı kesici yazarken bile kırk kere düşünürken, cahil cesaretli olur mantığındaki bu temizlikçiler ne yaptığının farkında mıdır acaba?  Tekrar ediyorum ki, insan hayatıyla oyun oynanmaz. Bana bir şey olmadı düsturuyla ancak yarım yamalak bilenler hareket eder. Allah korusun…
Piyasada yeni yeni meslek adları görüyoruz, sonuna ‘koç’ kelimesini ekleyip, her şeyin mümkün olabileceğini söyleyen tipler bunlar. Bilinçaltı koçu, yaşam koçu, aşk koçu, ilişki koçu, melek koçu gibi. Ve bu donanıma sahip olmayan kişiler, bilinç düzeyinde bir takım enerji çalışmaları yapıyorlar. Bu yaptıkları meditasyon etkisi oluşturan tekniklerdir. Kesinlikle bilinçaltı değildir. Apaçık bir cahilliktir. İnsanlar kandırılmamalı, doğru isimlendirme yapılmalıdır.
Sonuçta, bilinçaltı temizlikçileri denilen bu kişiler, kendilerince bir meslek oluşturmuşlardır. İnsanların ruhsal ihtiyaçlarından yararlanma peşinde veya yetkin olmadıkları bir meslek tatminliği peşinde olabilirler. Öyle ki kendi eğitimleri yetersizken, bir de eğitim verdikleri bireylere geçersiz sertifikalar sunarlar. Tıpkı uzaktan sekiz saatlik bilinçaltı diliyle skolyozu tedavi ediyoruz diye ortaya çıkan, din simsarı hanımefendiler gibi…
Bu işe biz tedavi edici yönle bakmaz, ticarete dönüştürülmüş, hastayı müşteri gibi gören, tacir zihniyetli insanların illüzyonu olarak görürüz.
Yetkililerin bu konuda daha duyarlı olmalarını tüm kalbimle diliyorum. Bu da bizim bakış açımız.
Öyle ya; herkes kendi penceresinden bakar hayata…
Penceremizin sisli olmaması temennisiyle…

1 thought on “Her bilinçaltına bir “Ace” lazım

    • Author gravatar

      Tükenmişlik sendromumu insanları akın akın bu mecralara çeken maalesef bir dost edilememezlik bir derdini söyleyecek arkadaş bulamama belki bazen bu girdaplı yollara çekiyor insanı maalesef şehir hayatının eksileri önceden falcı büyücü iken şimdi bunlar koçluk … Oldu sürünün İçin de olursan seni güden biri mutlak bulunur ne diyelim akli selim olmayı dilemekten başka. Kaleminize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir