Uncategorized
Hangi tuzu kullanalım?

Hangi tuzu kullanalım?

Eskilerden tuz uğruna savaşlar yapılmıştır. Para yerine geçmiş, değiş tokuş yapılarak insanlar arası iletişim aracı halinde kullanılmıştır. Şimdilerde ise tuz; iyotlu, iyotsuz, doğal, himalaya tuzu, deniz tuzu gibi çeşitleri ortalıkta dolaşıyor. Peki bu farklılıklar nereden geliyor, bir göz atalım istedim…
Bir kere şunu bilelim.  
Biz insanoğlu, tuz olmasaydı hiçbir şey düşünemezdik. Çünkü hücre yapısında yüzde 75 oranında tuzlu su vardır. Demek ki, düşüncelerimiz bile tuz ve sudan oluşuyor. Burada ayrımı yapılması gereken, sanayide kullanılan tuz ile sofralık tuz aynı mı ??? hangisini yemeklik olarak kullanmalıyız.
Dünyada tuz üretimi, yüzde 93 endüstriyel amaçlıdır. Yani; kimyasal araştırmalar için de NaCl gerekir. Dikkat edin, sodyum klorür gerekir diyoruz. Sadece NaCl.
Öncelikle bildiğimiz tuz, rafine edilerek ayrıştırılır. Bu tuzun da yüzde 6 ‘sı gıda için ayrılır. Yani insanlar için paketlenir. Güzel ambalajlı, bembeyaz kimyasal canavar, artık o uğruna savaşlar yapılan, asker maaşları olarak verilen tuz değildir. Sadece sodyum ve klor içeren, kimyasal bir madde olarak kullanılan, o olmadan plastik, soda, yumuşatıcı, deterjan üretilemeyecek bir maddedir. Kısacası kimyasal bir maddedir.
Artık beyaz altın denilen tuz, çok kolay elde edilen, evimizdeki zehirdir. Bir de bu maddeye, ek olarak bazı katkılar eklendi. Iyot, flor, alüminyum, E 530, E 550, E533 gibi.
İyileşmeyen yaralar, konsantrasyon eksikliği, yüksek Hipertansiyon, irade gücünü ortadan kaldıran flor, Alzheimer hastalığına sebebiyet veren alüminyum işin görünmeyen tarafı…
Görünüşe göre, her konuda olduğu gibi, sanayileşme doğal tuz kristalini temizlemeyi ve onu 2 elemente indirgemeyi tercih etti. Oysa ki doğal tuz insan vücudundaki tüm elementleri içerirdi, soy gazlar hariç. Doğal tuzun içinde 84 element var.  Ve doğada da 94 element vardır. Doğal tuz aslında vücudun yapı taşı olan bir sürü elementi de içeriyor demektir bu.
Bir soru aklımıza geliyor. Şöyle ki;
Kanımız bile tuz içerirken, doğal tuz rafine ediliyor. Neden?
Aradaki farka bakalım beraber;
*Doğal tuz hayatın yapı taşıdır, oysa rafine tuz öldürüyor.
Doğal tuzu sadece sodyum ve klor olarak bırakıp, içine sonradan eklenen alüminyum Alzheimar hastalığının en büyük sebebidir. Ve alüminyum katılırsa tuz akışkan olur, rutubetlenmez ve kolay akar. Oysa gerçek tuz çay tabaklarından elle serpilen tuz olmalıdır. Biraz kalın taneli, akışkan olmayan tuz.
Bu konu hakkında uzun ve detaylı araştırma yapılmalı. Akıllı insan iyice düşünüp, analiz etmeli ve öyle hareket etmelidir. Hangi tuzu kullanmalı ve nasıl davranmalıdır.
Kritik analitik düşünme yeteneğindeki akleden insan, sağlık alanındaki rantları? oyunları, besinimizle oynanan oyunları görebilmelidir.
Maalesef ki paranın girdiği her alan ve belki de insanlar görmezlikten gelmeyi başardılar.
İstediğimiz odur ki, sağlık alanında oyunlar oynanmasın. Tuzumuza kadar karışıp da aklımızla oynanmasın. Öyle ki artık insanımızın algı düzeyi yediği içtiği her türlü besinlerden de etkileniyor. Tuz insan vücudu için gerekli, ama abartılmadan yenmelidir. Dikkat edeceğimiz konu ise, uğruna savaşlar yapılan doğal tuzu bulabilmektir. Oda çok uzaklarda, Himalayalarda değil. Tam da yakınımızdadır. Öyle ya; ülkemizde bir sürü tuz kaynağı olan  mağaralarımız var.
İnsanların yedikleri coğrafi bölgeleriyle de orantılı olsa daha etkili olacaktır diye düşünüyorum. 
Sağlıkla kalın…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir