
Eşcinsellik geni var mıdır?
Eşcinselliğin doğuştan olduğuna dair hiçbir bilimsel kanıt yoktur. Aksine bunun böyle olmadığına ait birçok kanıt vardır. 1970’li yıllardan itibaren vardır. En son 2019 yılında bu konuda yapılmış en kapsamlı yayın Science Dergisinde yayınlandı. Ne der o dergide; Amerika, İngiltere ve Kanadalı bilim adamları öncülüğünde yapılan ve yaklaşık 500 bin kişinin ( 477 bin kişi) genetik verileri ve cinsel yönelimleri incelendi. Ve şu sonuç ortaya çıktı.
EŞCİNSELLİK GENİ DİYE BİR ŞEY YOKTUR
Ve genetik faktörler, cinsel yönelimler ve cinsel davranışlar da belirleyici değildir çok minimal bir etkileri vardır. Yüzde 1 ilk bir nüfusta bazı etkiler var ama o yüzde birlik nüfusta bile etkili olamıyor.
Bu arada araştırmada ortak olan Cambridge, Massachusetts’teki Broad İnstitüe of Mıt ve Harvard’da genetikçi olan baş araştırma yazarı “ Andrea Ganna” açıkça eşcinsel geni yoktur diyor.
Bu konudaki önceki araştırmalar çoğunlukla sağlam sonuçlar elde etmemiştir diyen Ganna bu çalışmayı yapmak gerektiğini belirtti. Sonuçta bu çalışma yapıldı ve böylesi bir gen yoktur dendi. Bakın biz değil sadece Müslümanlar değil, bazı kesimler tarafından yobaz diye nitelendirilen bizler değil açıkça Avrupa hayranlığı olan ülkeme belirtirim ki onlar dedi. Suç onların. Ne derseniz gidin o makaleleri yazanlara deyin. Hodri meydan…
Prof Dr Nevzat Tarhan hoca da bu konuda “Eşcinsellik doğuştan değil, sonradan öğrenilen sosyal bir sorundur.” der.
Ve ekler: “ Çocuk üç şeyi örnek alır. Anneyi babayı ve anne baba arasındaki ilişkiyi, eğer aşırı koruyucu dominant bir anne ve zayıf uzak babalık rolü yapmayan bir baba varsa çocukta cinsel kimlik kavram kargaşası çıkabilir ki bunu da Freud da söylemiş.”
Erkek çocuklar ablalar teyzeler halalar arasında büyürse ve baba sadece maddi ihtiyaçları karşılayan bir modelse çocuğun o tam da cinsel kimliğin bulma yaşında kafası karışık olabilir. Bu dönemde de sosyal medyada, nette, çevrede farklı baskılara maruz da kalan çocuk çevresel faktörler sebebiyle de iyice kendini farklı kimlikte hissedebilir. Bu bazen biraz uzun da sürebilir. İki üç beş yıl kadar da. O dönemde çocuğun yanında olabilmek, onun kendini anlatabilir olmasına fırsat vermek çok değerlidir.
Bazen de kız çocuğunun annesi ona itici, eleştiren, kaygılı ve kavgacı gelebilir. Kız babasıyla özdeşim kurar. Ve onu rol model alır erkek gibi davranılmak öğretilmiş olur kız çocuğuna.
Mustafa Merter hoca da der ki annesiz ve babasız çocuklara kim bakar der.
Prof Dr Zeki Bayraktar hocamız der ki; “ 6 aylık bir bebek kendisinin cinsiyetini bilebilir mi? Bilmez, bilemez. Bu bilinç ne zaman oluşmaya başlar. Bu bilinç 1 yaşından itibaren başlar ve üç yaş arasında gelişir. Ortalama 2 yaşa geldiğinde erkek ve kız diye iki cinsiyet olduğunu algılıyor. Kendisinin ve çevresindekilerin de hangi cinsiyete ait olduğunu algılamaya başlıyor. Kız ve erkek diye…
Buna biz cinsiyet kimliği diyoruz. Diğer adıyla “psikolojik cinsiyet” diyoruz.
Her biyolojik cinsiyet kendi cinsiyetine uygun cinsiyet kimliğini geliştiriyor. Bunu 1 ile 3 yaş arasında kendi cinsinden olan ebeveyni rol modelleyerek.
Ne kadar net açıklamış değil mi hocalarımız. Üroloji psikoloji alanında uzman hocalarımız.
Bence uzun lafa gerek kalmadı.
İşte makale işte insan…
Çekin elinizi yaralı çocuklarımızın üzerinden…
Türkiye değerine sahip çıkacaktır…
Kıymetli hocam Allah razı olsun gayretleriniz iki cihanda mükafatsiz kalmaz Rabbim öyle büyük ki bu günlerden sizin gibi ehil insanların gayretli çalışmalarıyla selamete çıkacağız inşaallah bugünlerde geçecek. Nacizane sayfanizdaki amblemin şamanizmin sembolü olduğunu bir yerde okumustum onların inançlarının işareti ayni haç gibi misal siz daha iyi arastirirsiniz eminimki bizde bilgileniriz inşaallah Yolunuz davanız mübarek olsun Rabbim ayağınıza taş gözünüze yaş değdirmesin Allah’a emanet olun